Önce, Yakup Zere ile ilgili bir anımı aktarayım: Yakup ağabey ile 1981-1985 yıllarında Ankara’daki görüşmelerimizde bir kamu kurumu ile olan iş ilişkisini ve yaşadığı sıkıntıyı anlatmıştı. Bu dönemde Ticaret Bakanlığı ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığında çalışmam ve teyze çocukları olmam nedeniyle zaman zaman ziyaret ederdi veya buluşurduk. Bunlardan birinde yerli sanayinin desteklenmediğini, hatta kösteklendiğini anlatmıştı. Traktör arkasına eklenen çekici ile tomrukları sürükleyerek taşıyan bir makine yaptığını söylemişti. Küçük ölçekli olarak ilgili idarelere sattığını, yeni bir iş alanı olduğunu, ülkemizde ilk kez kendisinin ürettiğini, satışın başarılı gittiğini söylemişti. Daha sonra ilgili kamu kurumunun büyük ölçekli bir alım yaptığını, ihalenin bir Avusturya firmasına verildiğini belirterek, çok üzgün olduğunu ifade etmişti. Dönemin tepe yöneticisi de Giresunluydu. İhalenin satın alma bedelinin yurtdışından sağlanan krediyle ödeneceğinden söz etmişti. Satın alma bedelinin, dış krediyle ödenmesi nedeniyle daha uygun fiyat vermesine karşın ihaleyi alamadığından yakınmıştı. Bu yakınmanın içerisinde başka ayrıntılarda yok değil, ama kanıtlanamayacağı için burada sözünü etmek olmaz.