Makina İmalatçıları Birliği (MİB) üyesi makineciler, İstanbul’da düzenlenen İstişare Toplantısı’nda, Sanayi Genel Müdürü Prof. Dr. İlker Murat Ar ile bir araya geldi. Düzenlenen toplantıda MİB üyeleri, sektörün sorunlarını ve çözüm önerilerini aktarma imkânı buldu.
1990 yılından beri tüm makine sektöründe yerli makine üreticilerinin çıkarlarını gözetmek ve yerli makine üretimini desteklemek amacıyla faaliyetlerini sürdüren Makina İmalatçıları Birliği (MİB), makine imalat sektörünün gelişimi ve global rekabetçiliğinin artırılması adına sorumluluk almaya devam ediyor.
Sanayi Genel Müdürü Prof. Dr. İlker Murat Ar ve MİB üyelerinin katılımı ile İstanbul’da düzenlenen İstişare Toplantısı kapsamında, sektörün sorunları ve çözüm önerileri paylaşıldı.
“Satışlar açısından zorlu bir yıl oluyor”
Toplantıda konuşan MİB Başkanı S. Emre Gencer, “Yurt içi ve yurt dışı satışlarımız açısından zor bir yıl geçiriyoruz.
Salgın dönemi hariç son on yılda ilk kez yurtiçi makine ve teçhizat yatırımları üçüncü çeyrek itibariyle yüzde 5,6 gibi yüksek bir oranda daraldı. Üyelerimizden aldığımız bilgiler, bu durumun yılın geri kalan bölümünde de devam edeceğine işaret etmektedir. Ne yazık ki benzer bir daralmayı ihracatımızda da gözlemliyoruz. Nitekim yılın ilk 7 ayında makine ihracatımız, dolar/avro paritesinin ihracatımız lehine oluşmasına rağmen yüzde 2 gerilemiştir. Bu gerilemenin, ana pazarlarımız AB ve İngiltere’de yaşanmakta olan ekonomik durgunluk nedeniyle bu yılın geri kalan bölümünde de sürmesi muhtemeldir. İç ve dış pazarlarımızda yaşanan daralmanın gelecek yılın ilk yarısına kadar devam etme olasılığı oldukça yüksektir. Bu sorunlu dönemi, yerli makine imalatçıları olarak mümkün olan en az hasarla kapatmaya çaba gösteriyoruz. Giderlerimizi olabildiğince kısıyoruz; kritik yatırımlarımızı dahi devam ettirmekte zorlanıyoruz. Uzak Doğu ve eski Doğu Avrupa ülkeleriyle ana pazarlarımızda rekabette ayakta kalmak için yatırımlarımızı sürdürmek mecburiyetindeyiz. Bunu başarabilmemiz için de her zamankinden daha fazla kamu desteğine ihtiyacımız var. Halihazırdaki kredi maliyetleri ile yeni yatırım yapmamızın mümkün olmadığını söyleyebiliriz” dedi.
“Uluslararası düzeyde rekabetçi imalatçı firmalarımızın geçici likidite sorunları yaşayabilir”
“Bu dönemdeki yatırımlarımızın finansmanında yararlanabileceğimiz belki de tek destek unsuru olan YTAK programından yararlanamadığımızı Birliğimize intikal eden bilgilerden anlıyoruz” diyen S. Emre Gencer, “HAMLE programı kapsamında onaylanan, yatırım tutarı 1 milyar Türk lirası üzerinde toplam üç makine yatırım projesine süratle YTAK kaynağı tahsis edilmesi suretiyle bu konuda ilk adımlar atılmalıdır. HAMLE Programı kapsamında bugüne kadar 18 makine yatırım projesine onay verilmiştir. Bu projelerden sadece 3 tanesi 1 milyar Türk lirası üzerinde yatırım değerine sahiptir. Geriye kalan 15 projenin, büyük çoğunluğu ise toplam yatırım tutarı 500 milyon Türk lirasının altında kalan yatırımlardan oluşmaktadır.
Bilindiği üzere, yeni Orta Vadeli Programında YTAK programının daha etkin uygulanacağı belirtilmektedir. Bu kapsamda yapılacak çalışmalarda, HAMLE Programı kapsamında onaylanan sözünü ettiğim 15 makine projesine kaynak sağlanması yönündeki önerimiz değerlendirmeye alınmalıdır. Üzerinde önemle durmamız gereken diğer bir konu da istikrar programının uygulandığı bu dönemde uluslararası düzeyde rekabetçi imalatçı firmalarımızın geçici likidite sorunları yaşayabilecekleri gerçeğidir. OVP’nin ilerleyen dönemlerinde imalat sanayi firmalarına yönelik bir kredi garanti programı ihdas edilmesinin gerekebileceğini düşünüyoruz. Bir diğer önemli konu da Eximbank kredileridir. Memnuniyetle ifade etmek isterim ki, reeskont kredileri ile ilgili olarak son bir yılda önemli adımlar atılmıştır. Ancak OVP’de de yer alan, makine ihracatımızın Batılı ihracat kredi kuruluşları ile rekabet edebilecek nitelikte kredi programları ile desteklenmesi konusunda bugüne kadar kayda değer bir gelişme olmadığını da belirtmeliyim” diye konuştu.
“Yerli malı tebliği bir an önce devreye girmeli”
Yerli Malı belgeleri ile ilgili yaşanan sorunlara da dikkat çeken Gencer, “Tespitimiz, maalesef ithal olduğu bilinen makine ve tesislerin de fiili uygulamada sıklıkla bu mevzuat kapsamındaki indirimlerden yararlanabildikleri gerçeğidir. Konu ile ilgili ihtilaflarda mahkemeler, şikâyete konu ürün için Ticaret ve Sanayi Odalarınca düzenlenen Yerli Malı belgelerine dayanarak karar vermektedir. Şikayete konu belgelerinin kamu otoritesi tarafından incelenmesi yönündeki talepleri ise aynı mahkemeler mevzuatın öngörmediği gerekçesiyle reddetmektedirler. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın bu sorunun çözüm için yoğun çaba gösterdiğini biliyoruz. Nitekim Bakanlığımız, bu konudaki sorun ve aksaklıkları gidereceğini değerlendirdiğimiz yeni Yerli Malı Tebliğ taslağını hazırlayarak STK görüşlerini de almıştır. MİB olarak beklentimiz söz konusu tebliğin bir an önce yürürlüğe girmesidir. Yerli makine imalatçıları olarak bu konudaki ‘olmaz ise olmazımız’; Bakanlığın Yerli Malı Belgelerini resen veya şikâyet üzerine inceleme yapmaya, üretim yeri dahil, yetkili olmasıdır” ifadelerini kullandı.
“Rusya’ya ihracat durma noktasına geldi”
Rusya’ya yönelik makine ihracatında, bu yılın başından itibaren karşılaşılmaya başlanan sorunlara da dikkat çeken Gencer, “Geçtiğimiz yıl itibariyle Rusya en çok makine ihracatı yaptığımız ikinci ülke konumuna yükselmişti. Ne yazık ki, bu olumlu gelişmeyi 2024 yılı ilk yarısında sürdüremedik ve bu ülkeye yönelik makine ihracatımız yüzde 20 azaldı. Bu yılın sonu itibariyle de ihracat kayıplarımızın yüzde otuzu aşması sürpriz olmayacaktır. Bu olumsuz gelişmenin temel nedeni, Batılı ülkelerin Rusya’ya yönelik uyguladıkları giderek sertleşen yaptırımları, bu dönemde ülke olarak yönetmede başarılı olamamamızdır. ABD kuruluşlarının, Rusya ile iş yapan firmalarımız ve bankalarımız üzerinde kurdukları ağır baskılar sonucu, giderek artan sayıdaki firmamız bu ülke ile ticaret yapamaz hale gelmiştir. Son olarak 19 sektör firmamız SDN listesine dahil edilmiştir. SDN listesine giren firmalar bankacılık sistemi içerisinde herhangi bir finansal işlem yapamamaktadır. Daha da vahimi, liste kapsamındaki firmaların Batılı tedarikçi ya da alıcılar ile ticari faaliyetlerini durdurmak zorunda kalmalarıdır. Bu konuda acil önlemler alınması gerektiğini her vesileyle gündeme getiriyoruz. Ülkemizin, savunma sanayi ürünleri hariç Rusya’ya ihracatını uluslararası yükümlülüklerimiz çerçevesinde sorunsuz yapabilmesinin koşullarının oluşturulmasını bekliyoruz. Aksi takdirde, makine sektöründe ihracatımızın durma noktasına geleceğini ve Rusya pazarında firmalarımızın bırakacağı boşluğun Uzak Doğu Ülkeleri firmalar tarafından doldurulacağını söylüyoruz” şeklinde konuştu.
Makine sektörü bizim için çok kritik
Toplantıda konuşan Sanayi Genel Müdürü Prof. Dr. İlker Murat Ar ise “Makine sektörü bizim için çok önemli ve kritik bir sektör. Burada çok hızlı ilerlememiz lazım. Bu konuda hep birlikte adım adım yol haritamızı oluşturarak, güzel çalışmalara imza atacağımıza inanıyorum” ifadelerine yer verdi.
Toplantının ardından, ortak çalışma grubunun kurulması yönünde adımlar atıldı.